- peki, neden bu kadar çok seviyorsun trenleri? er ya da geç hepsi geri dönüyorlar, er ya da geç.
- “Göğsümde bir sıkıntılı kuş; içimde göz gözü görmüyor. Çaldım kapımı, anahtarlarım içeride.
- Ne çok dağıldın oysa, o günden - öncesinden de - bu yana ne çok koptun ve parçalandın
- Yalnızca içteki yakındır; başka herşey uzak
- ben insanım bu kaygılarım geçer, -yalan söyledim, geçmez değişir.
- İnsan bunca zamandır var olmasına rağmen hâlâ daha en önemli şey olan varlığın anlamı konusunda emin değildir; şaşırtıcı olan budur işte.
- insan parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır. Albert Camus
- Birini seviyorsan, yarın ona şöyle de: “Gökyüzü bembeyaz. ” Eğer o bensem, şöyle cevap veririm: “Ama bulutlar kapkara. ” Böylece birbirimizi sevdiğimizi anlarız.
- “Günde sekiz saat boyunca yemek yiyemezsiniz. Sekiz saat boyunca hiç durmadan bir şeyler içemezsiniz. Sekiz saat boyunca seks yapamazsınız. Ama sekiz saat boyunca hiç durmadan çalışabilirsiniz. İşte insanlığın mutsuzluğuna neden olan en büyük şey budur.”
- Bir erkek her şeyini değiştirebilir. Yüzünü, evini, ailesini, kız arkadaşını, dinini, tanrısını… Yine de değiştiremeyeceği bir şey var Benjamin. Tutkularını değiştiremez! -El Secreto De Sus Ojos
- - neden gözün kapalı yürüyorsun?"
- bütün yolları ezberledim"
- ama düşebilirsin"
- bütün düşüşleri de ezberledim. -Dancer in the Dark - +Benim şiirimle kızı baştan çıkarmışsın. -Senin yazdığın şiirle kızı baştan çıkardığım doğru. Ama o şiir sana ait değil. +Benim yazdığım şiirin bana ait olmadığını mı söylüyorsun? -Evet. Şiir, yazana değil ihtiyacı olana aittir. +Bu demokratik fikrini takdir ettim doğrusu.-Il Postino
- milena sen şimdi yüreğime aklıma bütün varlığımı büyüleyen o sesinle çağırıyorsun beni yanına. ama aslında beni tanımıyorsun bile. birkaç mektup başkalarının birkaç güzel sözü aldatıyor olabilir hala seni. belki de bütün bu söylenenlere aldanmayıp foyamı ortaya çıkarmak için çağırıyorsun beni. başını döndüren şeyler beni görünce kaybolacak biliyorum. bundan korkuyorum. F.Kafka
- Kadınlardan ne çok şey istiyoruz, diye düşünüyor Cemil. Bizi affetsinler, bize memelerini göstersinler ve ölümsüzlük versinler.
- işte sen gülüyorsun ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar.
- Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
- Bir şair intihar etmek isteyen genç bir kadına dur diyordu, daha senin için bir şiir bile yazılmadı.
- aşk konusunda yanlış seçimden söz etmek hatalıdır, zaten seçim varsa o yanlıştır.
- Bu aralar ellerim hep üşür benim, Doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim.
- Tanrım, bana çiçek dolu bir bahçe ile kitap dolu bir ev ver. (Kitap Haftası Sloganı/Kuşadası-1965)
- Herkese hayatını anlatma. Bazı parçalarını çalan olur
- Özlemin en saf hali dayanılmaz koklama isteği duymaktır.
- güzel gülen bir adam asla kötü sevemez. asla asla asla. belki sevdiğini söylemez, hepsi bu.
- Vallahi dostlarım, böyle her şeyi anlamak da bir hastalıktır. Dostoyevski
- Yaşamında, şunları da yaşayabileceksin:-
1) Birisini, ona söyleyecek birşey bulamadığın için, aramak...
2) Birisini, onu artık görmeyeceğini söylemek için, beklemek...
3) Birisini, onu görmemeye dayanamadığın için terketmek...
Neler yaşamayacaksın ki!. Aruoba - Bir işaret ver bana. Hayat yaşamaya değer mi? Her şey yoluna girecek mi? Fante
- Benim yalnızlığım meyve verir. Fante
- Taşları sürekli dönen bir değirmendir kafa dediğin. Arasına bir şey koymadın mı kendi kendini öğütür sakatlanır.
- Benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir
- Kalk ellerini yıka bize gidelim, soyunur dökünür odalarda konuşuruz. T.Uyar
- Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
- Yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene, yanımda yürümüştün.
- Akşamdı, kadın. Her kadın, biraz akşamdır.
- Başvurduğum bir şeydin, yalnızlığım gibi.
- İnsanın gözleri, önlerine gözkapakları indi diye kapanmaz. Kapakların arkasında gözler açıktır. Açık bir kapının arkasına bir kaya yuvarlarsanız ,kapı bu yüzden kapanmaz; kaldı ki pencerede böyle kapanmaz, çünkü uzağı görmeyi sağlayan şey göz değildir. Vian
- Sözcükler suç işlemeden, aç kalmadan, acı çekmeden, sevişmeden kendilerine gelemezler. Bunun için bizim gelip ellerinden tutmamızı beklerler.
- Söylediklerimin yarısı beş para etmez; ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir diye konuşuyorum.
- biz bile bilemeyiz çoğu zaman neyi neden hissettiğimizi. ismi konmadığı zaman daha çok hoşumuza gider bazı şeyler.
- Kötü uyuyan insanlar aşağı yukarı, her zaman suçlu gibi görünürler: ne yaparlar? geceyi var kılarlar.
- En kötüsü de sahip olamadığın şeylere, ait olmandır.
- O beni merkeze geri çeker, bense uçurumdan aşağı yuvarlanmadan mümkün olduğunca kenarda kalmak istiyorum. Kenarda ortadan göremediğin bir sürü şey görüyorsun. Vonnegut
- -Adı söylendiginde artık orada olmayan şey nedir?
-Sessizlik - Yalnızlığıma katılabilirsin dedi oğlan, yalnız soru sormayacaksın. Tomris U.
- Hiç düşündün mü, hiç bilmesen de şu berbat hayatının en mutlu anını çoktan yaşamış olabilirsin ve geleceğinde hastalık ve acılardan başka bir şey olmayabilir.
- Dönmeyendir sonsuzluk.
- Tavuklardan yoruldum: hiç bilmeyiz ne düşündüklerini, bakıp dururlar bize kuru gözlerle önemsiz kişilermişiz gibi.
- Acılar da yanılabilirler.
- Yalnızca bizden isteneni yapıyoruz. Ama çok şey istiyorlar bizden.
- Onunla buluşmayı değil, yalnız kalmayı istiyor şimdi. Onu düşünmek, onu bilmek, onu sevmek için.
- Sıradaki savaş, yer alacak, zaman alacak, can alacak ve hepsini boşa harcayacak.
- Karşılaşabildikse ağzını kullan ve lütfen sor: -Nasılsın, Cevap veriyorum; -Bulanık.
- Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek.
- Aynı dili konuşan iki kişi yok. Tezer Özlü
- Bir varmış ; meğer ne çokmuş.
- Birisi var; geldiğim, sevdiğim, gidemediğim.
- Hep açık denizde, tehlike içinde, krallara yaraşır bir mutluluğun göbeğinde yaşıyormuşum gibi gelmiştir bana. Camus
- Ey Tanrım, Rüya ardında parmak izleri bırakıyor.
- Anlaşılmayacaksın ey kanatsızlık!
- Kendi içine yürümek ve saatler boyu kimselere rastlamamak.
- Ve mutluluk bir kibrit çöpü. Artık ne kadar yanarsa. Cansever
- Ben demiştim bir gün canımız sıkılacak, bu kadar sıkıntının içinde. Cansever
- O gittikten sonra uzun süre ellerime baktım.Öyle uzun bakmışım ki sonunda el olmaktan çıktılar.
- Çay içiyoruz mutlu bir sessizlik içinde.
- Bir yere gidememek, gitmekten daha pahalıymış.
- Zamansız gelme elim kolum dağınıksa sarılamam
- Ruhlarını aynada görseler, cirkinliklerinden kör olacaklardı insanlar. Bu yüzden herkesin bir cismi, bir teni var.
- “En güzel ben seviyorum seni.Annen gibi.Mecburi de degilim üstelik.”
- Ya yanımda kal;kek yapalım,kitap okuyalım,şarap içip sevişelim...Ya da git şiir ol
- Ne kadar kaçmak ve uzaklaşmak arzusu ile dolu isem,o kadar da bağlanmak,kalmak,bağdaş kurup oturmak istiyorum.
- Galiba evde oturmaya o kadar alışmışım ki sanki evden çıkınca gerçek bir dünyada yaşamıyorum. Evin dışında her yer sanki aynı, sanki bütün insanlar birbirine benziyor. Ne acıklı değil mi?
- Bütün koşullar bir araya gelip işler iyi gitmeye başlayınca, insanlar rahat duramaz, bunu bozmak için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü mutlulukta acı bir şey vardır.
- Kitaplar yüzünden çok acı çekiyorum Esat abi. Sanki hepsi benim için yazılmış.
- özlem; arkasına bakarak yürütür insanı.
- Kendi ruhunun pisliğini bu kadar yakından gören bir adam başkalarının temiz olacağına inanabilir mi?
- Günlerden pazartesi. Yine vapurun alt kamarasındayım. Yine hava karlı. Yine İstanbul çirkin. İstanbul mu? İstanbul çirkin şehir. Pis şehir. Hele yağmurlu günlerde. Başka günler güzel mi, değil; güzel değil. Başka günler de köprüsü balgamlıdır. Yan sokakları çamurludur, molozludur. Geceleri kusmukludur. Evler güneşe sırtını çevirmiştir. Sokaklar dardır. Esnafı gaddardır. İnsanlar her yerde böyle. Yaldızlı karyolalarda çift yatanlar bile tek. Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor. Abasıyanık
- Ve hiçbir şeye şaşmıyorum - her şey bildik diyordum ya; bu doğru değil. Ben dünyaya olup biteni hayretle izlemeye ve şaşırmaya gelmişim - durmadan şaşırmaya.
- Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur.
- Bir kere şunu iyice anla ki, birini sevmek; bunun karşılığında sevilsen bile, sevilen kimseyi ilgilendirmeyen kişisel bir sorundur. Pavese
- Anlamak dururken söylemek, bilmem ama sanki biraz iğretidir.
- Her yaşın kendine göre bir güzelliği yoktu. Emin olduğun, farkında olduğun hiçbir yaşın güzelliği yoktu. Yaş öyle bir şey olacaktı ki sen bilmeyecektin. Sana yaşını sorduklarında şaşıracaktın, şöyle bir durup hesaplamak zorunda kalacaktın. Yaş günü hediyesi verenlere ajan provokatör gözüyle bakacaktın. “Benim yıllarımı paketlemeyin ulaan, bırakın dağınık kalsın!” diye bağıracaktın.
- İstanbul ya hiç sevilmez; yahut çok sevilmiş bir kadın gibi sevilir; yani her haline, her hususiyetine ayrı bir dikkatle çıldırararak.
- Sonra akşam oldu. Yattık. Geceyi dinledim, korkunç bir yalnızlıktı.
- Görerek sevdiğin birini görmeyerek unutamazsın.
- Her şey onunla aramızda kalsın isterdim. Dünya aramızda kalsın, tarih aramızda kalsın, kelimeler aramızda kalsın.
11 Şubat 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder