27 Kasım 2012 Salı

Her



"ben şiddeti severim kadın!
        el değil kol kaldırırım,
             o da şiddetle sarılmak için.."



  • "sustum ve ağladım o kırılgan konuşmanın ardından… yanımdan geçip giderken o kalabalık caddede binlerce insan, bana verdiğin hediyeni hiç kimseden saklamadım: kimden saklanabilirdi ki zaten birine gözyaşı hediye ediyorsan! "
  • sahip olduğum altıyüzkırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. o özel kişiyle karşılaştığını sandığın ilk anda, onun bir gün gideceğine emin olabilirsin.
  • ''güveni seçen çocuk,kağıttan bir kayık gibi sadece suyun üstündekileri konuşarak,güvende dolaştı ve derinliklerde ne olduğunu hiç bilmeden bir gün ıslanıp battı.''
  • "yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak, o zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta..."
  • "bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru. güveniyordum oysa ben sevgimize .vapur iskelesi yada tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar. beni senin gibi bir de annem terketmiştiki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukuru."
  • "kelimeler, albayım, bazı anlamlara gelmiyor."
  • "oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla
    düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti."
  • '' hep aklında olsun, belki yıllar sonra bir sokakta birbirimizin yanından umarsızca geçerken, ikimiz de diyeceğiz ki 'bu yabancı ne kadar da çok benziyor hatıralarıma.'''
  • " önemli olan, tanrı'nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. insan denen bir enstrüman. ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, tanrı da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. bu yüzden, tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir. "
  • "düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?"
  • "hayatımın, başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım." 
  • 'bir kez ben de aristokrat gibi (bilirsiniz; düzgün, dimdik ve gururlu, baş geriye atılmış) durdum. çünkü yükselen bir bataklığın içindeydim. gırtlağıma dek battığımda böyle durdumdu.' "
  • ''nasıl yaşadım on yıl bu evde?bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden?ben ne yaptım.kimse de uyarmadı beni.işte sonunda anlamsız biri oldum.işte sonum geldi.kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım;kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.''
  • ''bu sefer, sarı yapraklar kaybolmadan onları uzun uzun seyrettim. her zaman kaçırırdım da. insanlar ne buluyordu bu sarı yapraklarda? yağlıboya tablolarda gene neyse, fakat yerde? bilmem ki."
  • ''canım insanlar sonunda bana bunu da yaptınız''
  • "sen benim yaşamıma lilliputların ülkesine ayak basan güliver gibi girdin"
  •  "sizi bilmem ama ben her sabah ayakkabılarımı bağlamak için eğildiğimde "-tanrım yine mi?" diye geçiririm içimden"
  • "intihar etmeyeceksek içelim bari."
  • ''pollyanna, benim yanımda eroinman bir orospu kadar umutsuz kalırdı.''
  • ''..bir yara izinin asla çirkin olmadığı konusunda bana katılmanızı rica ediyorum.yara izini yapanlar bunun aksini düşünmenizi isterler.ama siz ve ben, onlara kafa tutma konusunda bir anlaşma yapmalıyız.bütün yara izlerini bir güzellik olarak görmeliyiz.tamam mı? bu bizim sırrımız olsun. çünkü, tecrübelerime dayanarak söylüyorum, ölürken yara izi olmaz.yara izi 'ben kurtuldum' demektir.''
  • "Sana tuz yalatsam;sabaha kadar tuz yerine su'yu düşünürsün;işte çelişki burada gibi görünse de ;nesnel hareketin kanıtıdır bu.Bir durumla uyarılan her durum ,bir başka durumu işaret edecektir.beni sevdiğini söyledikçe sen,ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım.Buna ihanet diyemezsin."
  • "Yukarıda bir yerlerde tanrı varsa,umarım benim viski içmem ya da domuz yememden çok daha önemli meselelerle uğraşıyordur."
  • "gerekli olduğunda burda değildi, burda olduğunda gerekli değildi, burda değildi ya gitmiş de değildi."
  • "hey tanrım! ölen de kim, yani kim yaşamış kendi adına. "
  • ne cikar siz bizi anlamasaniz da
    evet, siz bizi anlamasaniz da ne cikar
    eh, yani ne cikar siz bizi anlamasaniz da."

Her



  • "beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. iyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. ilgimi çekerler. küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam." 
  • "..şunu kabul etmek gerekir ki bu ölümlü dünyada, ne yaparsan yap her şeyin bir sırası oluyordu. gündüzü ve geceyi yaşıyorsunuz, mutluluğu ve acıyı tadıyorsunuz, tüm gücünüzle bunları karıştırıp her sabah büyük bir bardak içiyorsunuz. ve işte sonunda insan oluyorsunuz. aramıza hoş geldiniz, dostum. hayatın eşsiz ve buruk bir güzelliğinin olduğunu göreceksiniz."
  • "unutma ki aşk, işsizlerin işidir."
  • "yalnızca düşünmek için bir ev mi tutsam, içinde düşünmeye engel hiçbirşeyin olmadığı?"
  • ''cennet bahçesindeki sürekli ve kesintisiz mutluluk belki de o kadar sıkıcı hale gelmişti ki,elmayı yemek aslında çok anlaşılabilir bir durumdu."
  • "bu dünyada yapılacak, öğrenilecek o kadar çok şey vardıki, 7 saat uyuyunca kendimi suçlu hissediyordum."
  • "bir , iki , üç , dört , beş.....altı değil...hayat , benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun?"
  • ''yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu.''
  • "geri dönersem daha beter. aynı korkunç yollardan bir kez daha geçmem gerekecek. oysa ilerlersem yolun düzelebileceği umudu var"
  • ‘Taşları sürekli dönen bir değirmendir kafa dediğin, ya evlat, arasına bir şey koymadın mı kendi kendini öğütür, sakatlanır.
  • “Bugün de mi yirmi dört saat? Neler oldu oysa. Tek bir günün sırası gelsin diye yaşam boyu bekliyoruz.”