19 Aralık 2011 Pazartesi


  • Şarap düşler kadar ucuz,sözcüklerse aşırı pahalı ve kalitesizdirler.
  •  Çocuk olmayı hiç sevmedim.Çevremdekilerin ancak baldırlarına kadar erişebiliyor olmayı,salonda paldır küldür yürüyen gürültücü devlere bakmak için başımı kaldırmayı-yıllar sonra bunun çocuklar için uydurulmuş yalancı ve yapay bir dil olduğunu anlamış bulunduğum-konuşmalarını dinlemek zorunda kalmayı çok aşağılayıcı bulurdum.Hele şu sonsuz kibarlıkları!Salak herifin biri gönlünden kopup da sana bi teklik verdi diye kurulmuş saat gibi teşekkür etmek zorunda kalmak.Parayı ağzıma tıkıp,karnıbahar kulaklarımı kıvırıp,bu ten rengindeki otomattan da aynı cevabı alabilirdiler yani!Yetişkinler küçük madeni parçaları etrafa saçıp,ucuz saygı toplamayı ve bedavadan eğlenmeyi iyi bilirler.

  • Tanrılar bir yerlerde oturmuş ipleri oynatıyorlar ve bizler tüm karşı koymamıza rağmen uysal uysal sallanıyoruz.

  • Üstümüzde Charly Lie ve ailesi otururdu.Ablası daha Charly iki yaşındayken kimsenin bilmediği acayip bir hastalığa tutulup ölmüştü.Charly ile ben aynı yaştaydık.Ben on dokuz ağustosta dünyaya geldiğimde ,Charly iki günlükmüş beşiğinde.Benden ileri hayat tecrübesi olarak birkaç geğirme ve osuruk ile bir-iki damla çiş fazlası vardır diyebiliriz yani.

  •   "Önce" dedi Charly."Kopenhag'da iyi bir şenlik yapacağım.Preben ve Lotte'de kalabilirim di mi?Tabii birlikte yaşıyorlarsa hala..Son görüşmemizin üzerinden kaç yıl geçti!Kopenhag'dan ucuz bir bilet ayarlayınca ver elini güney.Uçakta içkimi içer,hostesleri ve pencereden şu tuhaf yerküreyi  seyrederim..Uçaktan inince 'yaz' karşılar beni.'Charly' der yaz mevsimi,'hangi cehennemin dibindeydin?Suratın mavi-beyaz,Kuzey Kutbu'na pikniğe gitmiş gibisin,dişlerin birbirine vuruyor!Gel buraya!Karşımıza çıkan en ucuz ilk otele gider,çantamızı atar,en yakın dükkandan bir dondurma ile bir şişe beyaz şarap kapar,çılgın zürafalar gibi,çıplaklar plajına,bizi masmavi bekleyen denize doğru koşarız.Ohh yüzeceğim,denizi öyle bir sikeceğim ki dalgaları taa buralara vuracak.Hani senin sözünü ettiğin turkuvaz dalgalar Erling,belediye binasının önündeki rıhtıma çarpacaklar.Dalgaları çok düşündüm Erling,çok düşündüm." 



Ingvar Ambjörnsen-beyaz zenciler

Şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? Durmadan düşmüyor muyuz? Öne, arkaya, sağa, sola, her yere düşmüyor muyuz? Hâlâ bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hiçlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz? Yüzümüzde boşluğun nefesine duyumsamıyor muyuz? Hava şimdi daha soğuk değil mi? Geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz!-Nietzsche